31 Mart 2009 Salı

DÜŞÜŞ



Dünya nın merkezinde bir zaman var derler;derler ya ,kimse bilmez ne gören var ne duyan.....Bu zamanlar da yaşarken biz dördümüz üstümüze sır yağarken gökten yağmurlar gibi ve biz ıslanıp düşten elbiselerimizle yola düştük...Yol uzun aydınlık ve belirsizdi.Biz dördümüz aslında üçümüz çünkü biri çalınmak istiyordu başka zaman çocuklarınca.Ölmeye giderken biz ,ki; aslında doğmaya; üçüncü çalınmışken ve onun adı firariyken tam da bu zamanda işte biz üçümüz ve firari aynadan bir yolda yürüyorken,dünyanın merkezinde parçalandı aynalar aynı anda bizde parçalanırken......
Ben , içimdeki firari ,firari ve içindeki ben ....Etimiz ,kemiğimiz ,kanımız ,gölgelerimiz ,tenimiz ,firarinin çatma kaşları ve benim nardan kalbim ve onun aynadan gözleri ve kanatlarımız ,kapkara kuyularımız saçımızın tutamları ve benim yosundan ışıklarım her birimiz aynanın parçalarının üzerine düştük.
Düştüğümüz yerde bir birine geçen karanlıklar ,ışıklar,kanatlarımız ,düşten elbiselerimizin ipek lifleri,nar taneleri,ayna parçaları ,kaşlar,kan ,et ,tırnak,içimizde okunmuş okunmamış ne varsa....... Onlar da düştü....
Öylesine düştük ki;Her parçamız canlıydı ve ilk ses ondan geldi....... Sen kalbimdesin unutma.....
Öylesine düştük ki ...... İzleniyorduk.....Kaderin kaleminin ucundan....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder







Kendi masalını kendine anlatmayan hayatı anlatmasa da olur ...Tek kitabımız odur ....