31 Mart 2009 Salı

BASİT

Eskiler serin bahçe taşlıklarında ,saksı çiceklerinin arasında ,bahçeyi yıkayıp birer türk kahvesini karşılıklı içmenin keyfini çok iyi bilirler.Arada bir bir yolcu gibi uğrayıp bu serin hayatların arasında nefes alma duygusunu da bizim kuşaktakiler bilir.Bir bahçenin serin,yeşil ve ferah duygusu ;yeni çekilmiş taze kahve kokusu o hayatın çölleşmiş duygusunun yanında adeta bir vaha gibi kaçılacak en sağlam yer olduğunu anlama duygusu bambaşka bir huzur verir....
Uzun zaman yol yürümüş bir yolcunun ;soğuk havaya da kızgın güneşe de dayandığı düşünülürse bir bahçeye olan özlemi anlaşılır bir şeydir.
Bir yer var basit bir sırrı olan;yalnız gidişleri bilen dönüşleri bilemeyen.
Renkli kesme camdan capcanlı cam fanuslarda mumlar yakılır akşamüstleri ve tarçınlı tütsüler genzi yakan.Bir dem konur ki çaylara,ince belliden büyükçe bardakları olan işlemeli porselen tabakların yanına.Kavrulmuş ceviz kokuları eşliğinde cevizli lokumlar taze çıkmış fırından. Her duyan gelir çağırmaya lüzüm yok, her gelenin buyur edildiği akşamüstü sofraları....Çocuklar çığlık çığlık ,koşa oynaya o bolluk ve engin huzurun içlerinde bir kale olacağını bilmeden o yıllarda...
Kardeşlerim ,hayat dostlarım ,beraber büyüdüğümüz ,ağlayıp güldüğümüz...Sizde mi savruldunuz mutluluk arayışı kavganızda bilmediğiniz sulara?...
Bir yer var ve basit bir sırrı ;yalnız gidişleri bilen dönüşleri bilmeyen....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder







Kendi masalını kendine anlatmayan hayatı anlatmasa da olur ...Tek kitabımız odur ....