5 Nisan 2009 Pazar

ÖTEKİ GÖZ


Her fotoğrafta kayıp bir an vardır dedi bir ses.Yoldan geçen herhangi biri.Aslında öylesine kalabalık bir şehrin tüm uğultusunun içinde dalgın yürüyen birinin böyle bir cümleyi duyuvermesi biraz zordu.Başını kaldırıp baktığında zayıf,pes sesli siyahi birini gördü.Yanında yaşça ondan daha büyük ,tıknaz bir adama bu lafı ederken şahit olmuştu.Her fotoğrafta kayıp bir an ...Bu cümle aslında belki de uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve henüz tamamlamadığı ,bir çalışmanın üzerine tam oturmuş gibi duruyordu.Zihninde yaptıklarının ,yapmadıklarını ,son notlarını düşünmeye çalıştı.Eğer her fotoğrafta kayıp bir an varsa onu yakalamalıydı çoktan...Çünkü bir kayıbı arıyordu.Bazen tuhafça aklımıza geliveren bir fikir ,bambaşka fikirlerin oluşumuna ve sonuçlarına yol açmıyor muydu ne de olsa. İşte dedi içinden bu noktayı yeniden düşünmeliyim .Bu işte o kayıp an nerede Dalgın yürürken tüm belgelerini yeniden aklından geçiriyor ,ölçüyor ,tartıyor bir kefeden öbür kefeye koyuyordu.Acaba o kadar uğraştığı ,aylarca araştırması süren tek bir ip ucu bile bulamadığı bu işte o kayıp an nerede?

Gürültülü bir yağmur başlamıştı. Adımlarını sıklaştırdı . Islak sokakları ,yol çalışmaları şantiyelerini sokak köpeklerini hızla geçip sokağına vardı .Aklında tek soru 'kayıp an nerde.'Pis çöp kutularını deviren kedileri ayağıyla dağıtıp boyaları çoktan dökülmüş apartmanının dış kapısına vardığında az kalsın birisiyle çarpışıyordu . Tam başını kaldırıp özür dilemek üzereyken şişman adam ' Karşına çıkacak göreceksin' diye söylene söylene sokağın ucunda gözden kayboldu ....O sokakların delisiydi giden arkasından gülümseyerek baktı bir süre.Merdivenleri çıkıp anahtarıyla kapısını açtı .Evine girdiğinde kafasında tüm bu düşündükleri ,en son da şu delinin sözleri vardı .Masa lambasını açıp deri çantasından dosyasını çıkarttı ,minik bir not defterini açıp üstü çizili notları tekrar okudu ,bir sigara yaktı ..Uzun süre dosyaya ve fotoğraflara öylece baktı .....
Şimdi aylardır uğraştığı, tek bir ip ucu bile bulamadığı fotoğraflara bir kez daha, kayıp anı görebilmek üzre bakıyordu.Gözleri adeta bir büyüteç ,elleri sanki az sonra ordan çıkıp aklında beliriverecek anı tutmak istercesine ürkek ve heyecanlıydı.Dosyayı çevirdikçe heyecanı daha da arttı her bir ayrıntıyı adeta mikroskopla görüyormuş gibi gözlerini bir açıp bir kısıyordu.Aradığı an bütün aramanın içinde hiç ses çıkartmadan orada sessizce gülümsüyordu sanki .Ama kararlıydı onu bulacaktı.Fotoğrafları tek tek taradı . Bazı ayrıntıları minik not defterine kaydetti gece saat iki buçuk oldu ve kayıp an hala kayıp ...

Bir çözüm bulmak çözüme ulaşmakla aynı şey değil muhakkak .Özellikle iz süren biri için.İzler gerçek hikayeler bırakırlar peşlerinde ve insanı gerçeğe götürecek yolu kurarlar mutlaka .Bütün bunları biliyordu en iyisinden ,en tecrübelisinden ama şu önündeki dosya hala çözümsüz duruyordu işte.Derin bir nefes aldı ve tekrar baktı deklanşörden peşpeşe çekilmiş yüzlerce fotoğrafa...ve gördü....Sadece son karede masadaki saatin yelkovanı yoktu....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder







Kendi masalını kendine anlatmayan hayatı anlatmasa da olur ...Tek kitabımız odur ....