12 Aralık 2010 Pazar

BAKIŞ

Ve biz yürümeye başladık ..Yürümek bizi seçmişse günden geceye geceden güne.Her adımda kayboluş ve sonsuz yürüyüş provası .
Yer,yol ,yön yoktu.
İlk baş kaldırışlar benim için buna .Harita ,pusula ve sen de kalanlara .Geri dönüşsüz dağları ,kar yolları ,gökkuşağıve yıldız haritaları ile bir başına yürümek zordur ,her zaman .

Duyuş ;
Bir bütün kelime zamanın ipleri elinde olan .Beyaz mantolu bir bekleyen var ki sözedilmemiş durakta.
Yürümek ya da çıkagelmek ;yola düşmek .Kırmızı papuçlardan bu yana nasıl olur ki bir başka zamana yürümek .Tiz yankılar eşliğinde hatırladığım bir yürüyüş fotoğrafı siyah beyaz da olsa ..

Necatigil 'in dizeleri aklımda :

'Uyurgezer o yolu iki başına yürüdü ,
Biri ay boşluk ve düştü ,öbürü
Susanlara hiçbir şey sormayınız '

Konuşulmaz yürüyüş susar .. Konuşmaz ..
Diyorum kim ;görüyorum dümdüz yolda yürürken hep iki başıma yürüyorum ..Yol yoldaşsız olmaz ,yol candaşsız olmaz , yol ki kelamdır ,harftir ,hecedir ,sestir ..
Kelimeler bilirler ki yol yazmadan olmaz .. Orda bir yerde Rilke nin büyük gecesi var belki .Kalabalıklar için yaratılmamış gece ..İyice düşünmelisin .Bakmak ,ama kime ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder







Kendi masalını kendine anlatmayan hayatı anlatmasa da olur ...Tek kitabımız odur ....