7 Temmuz 2009 Salı

BENİM YALNIZ ÜLKEM


Yaklaşık otuz yaşlarında eskiden çok eskiden kalma bir an çarptı ve ne olduğunu anlayamadığım uzun süre....İçimden bişey benden bağımsız konuşuyor sonra o içimden konuşan kendimle uzlaşmayı öğreniyordum.Sanki kendi kendimin öğrencisi gibi...Kalbim bana öğretiyor beynim ise uzun bir dirençten sonra ona teslim olmayı öğreniyordu . Bu süreç oldukça uzun sürdü... Kalbim ve beynim yer değiştiriyordu adeta....Ve o gün başlayan bir zaman bende durdu yani bedenim yaşlanmıyor hatta gençleşiyordu ... Farklı bir tazelik ve ışık bana kayıp bir zamanı hediye ediyordu...Zaman o öte kavram... Yaşam enerjisinin içinde an be an vareden sürekli bir akış...Anlıyordum ki ;zaman yaşamamayı affetmiyor yaşanmamış tüm o anları sana bir şekilde hediye ediyordu .. O sonsuz vericiydi ama bir yandan da tüm bunları verirken seni hiçe yürütüyordu ve kendini öğretiyordu kusursuzca....Bir insan nelere dayanıyor ve bir kalp ne kadar acıyı yükleniyor ,hüznünün ve umudun görkemini duyumsayarak öğretmek ne muthiş bir deneyim sözlerle anlatılamayacak kadar belki de....Hiçe yürümek hiç kolay olmadı. İçimde bir göçe çıkmıştım... Bu arada dışarda oluşan anlamlı ,anlamsız bazen saçma şeyler bir yerden sonra önemini yitiriyordu.Yalnızlığım ....İçinde nefes aldığım o sonsuz ülkem.....Beni koruyor ,kuşatıyor ...Uçsuz bucaksız rengarenk yalnızlığım ,o yıllardaki en yakın arkadaşım benim.Yaşadığım tüm o saçmalıkların en sonunda kaçışsız bir şekilde kendine döneceği şüphesiz ....İçimde yaşayan o mutlu yalnız ülkem olmasa belki başa çıkamazdım ...Herşeyin son durağı ,sonsuzluk kapısı kalbim . O bir dönüştürücü bunu çok iyi öğrendim geçen yıllar içinde..Bu dünyayı görmeye başladı mı sınırsız diyarlara açılır ve sezginin olağanüstü dünyasına geçer .... Gördüğüm şey her boyutuyla varolur içimde .....Kaçışsız ve kusursuz....Kalbimin bir karşılığını bulmak ,görmek ,tanımak ,onu keşfetmek ,ona karışmak ve onda yok olmak istiyordum ..... Sadece bu his varoluyordu içimde onu düşündüğüm de ....Bir hiç mesafesinde onunla yok olabilmek ....Bütün bunlar olurken onunla aramda tek gerçek beni sürekli reddetmesiydi... Aslında o bir yanını yok sayıyordu tıpkı benim gibi ....Ve esas yolculuğum o noktada başladı red olanın reddinden bir sorunun cevabını arıyordum onda .....Beynime bıraktığı soru işaretinin hesabını ona hiç sormadım ve sormayacağım da....Keşfettiklerim karşısında sonsuza dek susmayı seçmek istiyorum ....Bütün bunlar düşünmeyi bilen bir kalbin bilince çıkardıkları ve aklıyla hissetmeyi öğrenme çabasıyla yeni bir ben kurulması içinde . Ben dediğim de bu ben konuşur ,sustu mu bu ben susar, küstü mü bu ben küser...... Sevdi mi bu ben sever ....Anlatamadı mı bu ben anlatamaz .....Duymadı mı bu ben duyamaz ... Söyleyemedi mi bu ben söyleyemez ..... Gözü kulağı yoktur ki onun . Çok ağladı oysa olsun diye..... Ama öğrenebilir ......Kendini ifade etmesini .Kendi olduğunda yetmediğinde .... Belki de aşk hiçlikte uyanmak ise yaşam da varlıkta uyumak...Ve ben yaşlanmıyorum zaman elimden tutmuş beni çocukluğuma yürütüyor.........İçimden bir ses ise onunla uyu diyor......çocukluğunla ve düşlerinle ...... Kendinden başka kimse yok .....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder







Kendi masalını kendine anlatmayan hayatı anlatmasa da olur ...Tek kitabımız odur ....